Şuhut’un Sesi, Şuhutluların beğendiklerini, eleştirdiklerini, geliştirmeyi istedikleri her konu hakkında sütunlarını Şuhutlulara açıyor. Sizde bu konulardan birinde fikir beyan etmek ve yorumlarınızın yayımlanmasını istiyorsanız suhutunsesi@hotmail.com adlı elektronik posta adresine e-posta göndermeniz yeterli olacaktır. Gönderdiğiniz fotoğraflar ve yorumlarınız ister imzalı, ister imzasız bir şekilde, kendi ifadeleriyle birlikte Basın Ahlak Kuralları kapsamında uygun  olması dahilinde yayımlanacaktır.

Çiftçi dayımın yüreğinde ateş yanar. 

Perşembe  Sabahı  erken vakitte karla karışık yağmur altında kırmızı yokuşu inerken Şuhut ovası puslu, ancak yemyeşil arazi parçaları görünüyordu. Pancar ekim alanları olduğu anlaşılan tarlaları görünce Fox Tv’de izlediğim Sandıklı pancar üreticileri sorunlarını düşünerek Altıgöz Köprüsü’nü geçtim. Öğrenciler kışlık montlarını, çizmelerini hatta eldiven ve şapkalarını giymiş telaşla okullarına ulaşmaya çalışırken cadde boyunca ilçe merkezindeki  yol çalışması göze çarpıyordu.
Birkaç tanıdık hemşerimle selamlaşarak tali yollardan ilçe merkezine ulaştım. Gördüğüm manzarayı yazmam lazımdı.

Hükümet binasının önünde binaya girip çıkan, dükkanını açmaya koşuşturan okula yetişmeye çalışan öğrenci ve öğretmenlerin arasında, şapkalı çiftçi olduğu anlaşılan iki eli ceplerinde bir amca gözüme çarpıyor ve öne çıkıyordu. Kısa süre içinde gözden kayboldu. Bu amca yı hayalen takip edeyim diye düşündüm. İsteseniz sizlerde benim bu hayali takibime katılınız.

Orta yaşlı çiftçi kapıya dayanmış kış gününde , henüz pancarı yatıramamış pancarı söktükten sonra arpa- buğday ekecek, belki de haşhaş. Evde birkaç inek , ineğin yem sair masraflarının ağırlığı ile yorulmuş, çünkü   Atlıhisar Köyü’nde süt 1,5 lira Evciler’de 1,7 Şuhut’ta 1,4 lira cebindeki sigarası ise her yerde aynı. Çokça anlam veremediği bu karışıklığı kime anlatacak derdine derman bulacak.

Amcamızı hayalen takip ediyoruz:
En büyük mercimiz Kaymakamlığın yolunu tuttu, Pancarımı yatıramadım ekinlerimi de ekemedim  ne yapayım yardım ediniz diyecek;  kaymakamlık kapısında bekledikten sonra huzura çağrılır. Derdini on , onbeş saniye de anlatır. Kaymakam  ilgili yerlere bildireceğim diyerek amcamıza amcamızın gönlünü hoş eder.

 Sonra hükümet binasının çapraz karşısındaki belediyeye de bir söyleyeyim başkanımız yardım etsin.  Başkanın sekreterinin onayı sonrası  başkan, konudan haberi olduğunu bir istişare edip gerekli mercilileri harekete geçireceğini söyleyerek ümitle oradan ayrılan amcamız hayali seyahatinde  ilçe tarım müdürlüğünü de ziyaret edeyim der. 
Müdür beye çıkar, özelleştirildiği hakkındaki şu anki durumun tarifle yetki alanının dışında olduğu nu bahisle amcamızı uğurlar. Hükümet binasının yakınında bulunan ziraat odasına gideyim bakalım onlar ne diyecek bakalım. Diye ziraat odasının kapısını çalar. Oda başkanı durumun önemi hakkındaki görüşlerini bildirip gerekli yerlere müracaat edildiğini ancak süreci halen beklediğini uzun uzadıya dinledikten sonra üyesi bulunduğu Pancar Kooperatifine uğrayıp oraya da meramını anlatmak üzere yola koyulur, oradan da aynı mealde cevap alan amcamızı takipten vaz geçip onu rahat bırakmaya karar verdim.

Yukarıdaki amcamız bir Şuhut temsilcisi. Karşılaştığı sorunları çözme noktasında ilgili bir merci bulamamıştı.
Şimdi sadede geliyoruz. Amcamızın sorularına aradığı cevap şuydu: 
 
Pancarımı ne zaman yatıracağım Bir çalışma takvimi varmı?
 Pancar kantarında yüzbinton pancar nasıl teslim edilecek  Yaklaşık beşyüz pancar üreticisine yerel seçimde kime oy vereceksin diye anket yapsak.?  Mahsulünü hasat edememiş, yeni sezona hazırlıklarını yapamamış, müracaat ettiği merciler kaloriferli ofislerin de kebapta iken;  kendisine temas edecek sığınacak bi liman ararken seçim için aday olan vatandaşlar, bu amcamıza nasıl gelecekte oy isteyecek.
Amcamızın hayat gerçekliğiyle örtüşen derdiyle dertlenebilecek ümidini taşıyan bir aday  bulunuz. 
Haftaya belki bir esnaf yada asgari ücretli bir işçiye yada emekli bir yaşlı amcayı takip ederiz kim bilir.